Hatta bu ilerlemelere o kadar “hızlı” şahit olduk ki; bundan sadece 10-15 yıl kadar önce, piyasaya sürülen herhangi teknolojik ürün ya da hizmet ile ilgili olarak, o ürünün “daha yeni olduğunu” değil, bütünüyle “yepyeni bir şey” olduğunu konuşmaya başladık. Bu gelişmelerin hayatımızı kolaylaştıracağını düşünecek kadar bilinçli değildik ve bu yüzden, bu ürünlerin hayatımızda neleri değiştireceğini sorgulamak daha akılcı geliyordu. Nitekim, 2004 yılında kurulan Facebook, kuruluşundan sonraki on üç yılda bilinen tüm iletişim alışkanlıklarımızı yerle bir etti. Şimdi ise dijital devrimin önderi olarak kabul edebileceğimiz Facebook’un patronu Mark Zuckerberg, sanal gerçeklik (VR) ile yeni bir devrimi gerçekleştirmenin peşinde.
Mark Zuckerberg VR lansmanında Yukarıdaki görüntü ilgi çekici görünse de, kısa sürede viral olan şu cümle insanı ürkütmüyor değil; “Uyuşturucu satıcısı uyuşturucu kullanmaz!”
Geçtiğimiz yıllarda Facebook’un, VR teknolojileri üreticisi Oculus’u 2 Milyar $’a satın alırken düşündüğü şey, elbette böylesine gelişme potansiyeli bulunan bir uygulamayı dijital ürün koleksiyonuna eklemek değildi. Mark Zuckerberg’in bu konuda iki temel amacı olduğunu söylemek yanlış olmaz; VR’ı yaygınlaştırarak tıpkı Facebook gibi vazgeçilmez hale getirmek ve bu aracı yeni bir interaktif dijital etkileşim kanalı olarak ticari kullanıma sunmak.
Tüm bunların gerçekleşmesi, özellikle son on beş yıla bakıldığında çok da uzak görünmüyor. Sanal gerçekliğin çeşitli alanlarda kullanımı binlerce kişi ile birlikte başladı bile! Facebook’un VR üzerine yaptığı büyük yatırımın ardından rakipleri buna sessiz kalmadı. Sony ve HTC gibi bazı büyük teknoloji firmaları, bu gözlükleri daha da ileri seviyeye taşıyıp oyunlara entegre ederek insanların sanal senaryoların içine dahil olmasını sağladı.
Sanal gerçeklik oyun sektöründe de yayılıyor.
Sony ve HTC gibi bazı teknoloji firmaları, insanların oyunlar üzerine gerçeklik algısını arttırarak oyunun bir parçası olabilmeleri için çalışmalarına devam ediyor.
Bir oyun kurgusunu kişiye gerçek bir senaryo olarak hissettirmek, güzel gibi görünse de çok tehlikeli olabilir. Sanal bir dünyayı duyu organlarınız aracılığıyla realiteye dönüştürüp bağımlık ve etkileşiminizi arttıran bir yapı, pekala gerçek bir olayı sanal bir kurgu içerisinde size sunarak karar mekanizmanızı manipüle edebilir. Daha basit bir tabirle; size keyif veren bu gerçekçilik algısı, icat edilme amacına ters bir şekilde “oyunlaştırma” aracına dönüşerek güçlü bir ikna silahı olarak ürün ve hizmet pazarlamasında kullanılabilir.
Çok değil, bir kaç yıl içerisinde bu teknolojinin pazarlama silahı olarak nasıl kullanıldığına hep birlikte şahit olacağız. Sanal gerçeklik ve artırılmış gerçekliğin günlük hayatımızda ne gibi avantajlar ve dezavantajlar sağlayacağını ve daha fazlasını pazarlamadefteri.com‘da bulabilirsiniz.